Powered By Blogger

30 Ekim 2017 Pazartesi

Keşanlı Ali Destanı - Haldun Taner

Bu epik oyunun adını duymayan yoktur, hatta çoğunuz tiyatroda veya TV'de mutlaka izlemişsinizdir zira bu eserin filmi de dizisi de yapıldı. Ben daha önce tiyatrosuna hiç gidememiştim, filmini de izleme fırsatım olmadı, dolayısıyla hikayesini bilmediğim için kitabı zevkle okudum. Haldun Taner muhteşen bir oyun yazarı, hikayesi okuyucuyu hemen avucunun içine alan bir akıcılıkta ilerliyor, bu nedenle yayınlandığı günden bu yana çok sevildiğini düşünüyorum. İlk olarak 1964 yılında Muammer Karaca Tiyatrosu'nda seyirci önüne çıkan eser, büyük beğeni toplamış hatta farklı dillere tercüme edilerek dünyanın pek çok ülkesinde de sergilenmiştir. İzleyenlerin bildiği üzere, hikayenin kahramanları cinayetten dokuz yıl hüküm giymiş ve dört yıl sonra afla çıkmış olan Keşanlı Ali, sevdalısı Zilha ve gecekondu mahallesinde (Sineklidağ) yaşayan diğer kondululardır. Sineklidağ büyük bir şehrin dışına yerleşmiş gecekondulardan oluşan, kendi kuralını kendi koymuş ve siyasetçilerin seçimden seçime oy almak için uğradıkları varoş bir semttir. Bu nedenle olayı da eksik olmaz kabadayısı da. Keşanlı Ali de gecekondululara haraç kesen son kabadayıyı öldürmekten yargılandığı için kondulular gözünde bir kahramandır. Sineklidağ halkının Keşanlı Ali'yi muhtar seçerek tüm sorunlarından kurtulabileceklerine dair umutları vardır. Ancak öngöremedikleri konu Keşanlı Ali'nin umutsuz sevdası için her şeyi yapabilecek olduğudur.

Eğer kitabı okumak isterseniz size tavsiyem YKY'nin son baskısını almanızdır. Bu eser yalnızca oyundan ibaret olmayıp, Türk ve yabancı basında oyun hakkında yazılan yazılar, 1964 yılında yapılan ilk galasından fotoğraflar, oyuncuların Haldun Taner ile olan anıları, Amerika'da yazılan ve Haldun taner ile efsanevi epik tiyatro yazarı Bertolt Brecht'i karşılaştıran bir doktora tezinden alıntı ve tiyatro afişlerinin koleksiyonundan oluşuyor. Bu arada, ilk sahnelenen oyun Genco Erkal desteği ile Gülriz Sururi ve Engin Cezzar tarafından canlandırılmıştır, muhtemelen bu kadar başarılı oyuncular tarafından sahnelenmesi oyunun şanını arttırarak uzun yıllar gündemde kalmasını sağlayan bir etkendir. Günümüzde Avrupa tiyatrolarında yıllarca sahnelenen ve bu kadar övülen bir Türk eseri var mı gerçekten merak etmekteyim.

Hoş dostum diye başlayım söze/Hoş olsun beyler kıssamız hisse
Şu suret Keşanlı Ali'yi gösterir/Destanı var işte her yerde söylenir
Gel gör bakalım neymiş bu destan/On beş fasılda edelim beyan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.